Hatay Valiliği’nde uzun süre Planlama Uzmanı ve İl Planlama Koordinasyon Müdür Vekili olarak görev alan ve daha sonra kendi isteği ile emekliye ayrılan, Antakya sevdalısı Serdar Yılmaz Saraç, deprem sonrasında ortaya çıkan sorunlara değinerek, yetkililere öneri demeti sundu.
Halkın beklentilerini kaleme aldığı yazıda; hiç kimseden makam, mevki, görev beklentisi olmadan emekliye ayrıldığını ifade eden Saraç, yazdıklarından dolayı kendisini siyaset yapmakla suçlayanlara da yanıt verdi.
YAŞANABİLİR KENT "Antakya’mı tekrar istiyorum, Antakyalı olarak şehrimin yeniden yapılanmasında en az 100-150 yıllık bir projeksiyonla inşasını istiyorum. Yani aslında torunlarımız için depreme hazır, yaşanabilir bir şehir arzuluyorum" diyen Saraç, Hatay’ın özellikle Antakya’nın yeniden yapılanmasında öncelikli olarak konut inşasının olduğu ve bu konuda da yoğun bir çalışmanın da mevcut olduğunu söyledi.
HAK SAHİPLİĞİ En çok sıkıntılı olan Rezerv Alan ve 1/1.000 ölçekli koruma amaçlı imar planına değinmeden, konut inşasında Hak Sahiplerinin çeşitliğine bakınca; (müstakil tapulu ev, parsel, kat irtifakı tesis edilmiş tapulu bina yani daire, dükkan vb.) Adaletin hak sahipleri arasında nasıl ve Adil paylaşılacağının merak uyandırdığına dikkat çekti.
BELİRSİZLİK Hak sahiplerinin TOKİ’ye ödeyeceği veya borçlanacağı bedel veya tutarla ilgili belirsizliğine de işaret eden Saraç, "Bu durum, işin çözümünün kilit noktası olacak. Asıl sorun depremzede vatandaşlarımız bu bedeli nasıl ödeyecek? Esnafın, çalışanın, sanayicinin, çiftçinin üretim, iş ve aş döngüsü büyük bir yıkım yaşamış durumda" dedi.
ÖZEL YASA Depremde mağdur olan Hatay’ı ayağa kaldırılabilmek için Hatay'la ilgili “Özel Statülü İl” veya “Özel Afet Yasası” çıkartılmasının yatırımlar için öncelikli olduğuna da işaret eden Saraç, yazısında şu bilgilere de yer verdi: "Vatandaşların devlete ve bankalara olan borç ve kredileri silinmedi. Devlet, vatandaşın tüm maddi kayıplarını ödemedi. Örneğin eşya yardımı verilmedi. Devlet özellikle Hatay’daki depremzede vatandaşın konutlarını sahiplerine Bedelsiz yapıp, teslim etmeliydi. Aksine, kiracılar için verilen kira yardımları, konutlar teslim edilmeden kesildi. Şimdi Hatay’da mücbir sebep uygulaması 31 Ağustos’ta sona erecek, daha en az 2-3 yıl daha mücbir sebep uygulaması devam ettirilmesi elzemdir” ifadesini kullandı.
TEŞVİKLER Hatay’ın 10 Yıllık Fetret Devrinin sona erip, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin de iktidar partisine geçtiğini belirten Saraç, görüşlerini şöyle tamamladı: “Hataylının bunu istemesi ve talep etmesi en doğal hakkıdır. Hatay'ın bölgesel teşvikler açısından 4. Bölge İllerine tahsis edilen destekleri alabilir. Alt bölge yatırımları kapsamında; Arsuz, Reyhanlı, Yayladağı, Hassa, Kumlu ve Altınözü ilçeleri 5. Bölge desteklerinden yararlanabilmektedir. Hatay’daki OSB’de yer alan yatırımlar ise 6. Bölge teşviklerinden yararlanmaktadır. Özellikle; depremden en fazla etkilenen Antakya, Defne, Samandağ ve Kırıkhan’ın 6. Bölge teşviklerinden yararlandırılması sağlanmalıdır. Özellikle Antakya, Defne, Samandağ ve Kırıkhan ilçelerine beyaz yakalı çalıştıracak işletmelerin çoğaltılmasına ihtiyaç vardır. Özel okul, Hastane, Banka ve Finans Kurumu veya Şubesi, iletişim ve haberleşme kurumlarının, PTT, Aksagaz gibi kurumsal kuruluşların şube açması sağlanmalıdır. Kırıkhan ilçesinde ROKETSAN tarafından silah ve roket sistemleri üretim tesisi kurulacak idi. Gelişmeleri takip edemedim, yatırım ne durumda bilmiyorum. Ama bu ve benzeri başta savunma sanayi yatırımlarının öncelikle bölgede kurulması sağlanmalıdır.”
ESNAFA KATKI Daha önce Serinyol’da bulunan 121. Er Eğitim Alayı tesisinin yeniden faal hale getirilmesinin Antakya esnafı için çok önemli olduğuna da değinen Saraç, “Depremde lojistik üs olarak büyük görev yapan 8. Komanda Tugayı başka bir ilçemize taşınmalıdır. En az 5 bin kişilik er ve erbaş özellikle hafta sonları Antakya’nın esnafına can suyu katacaktır. Hatay Havaalanı bağlantı yoluyla, pist çalışmaları öncelikle bitirilerek kesintisiz hizmet vermesi sağlanmalıdır. Diplomatik girişimlerle, Yayladağı Sınır Kapısı’nın açılması ve ihracat faaliyetlerinin bu kapı aracılığıyla yürütülmesi Kuzey Suriye’deki kontrolümüzdeki bölgelerdeki şiddet eylemleriyle zorunlu olmuştur. Ayrıca Defne ilçesinin yeni bir arıtma tesisine ihtiyacı vardır. Yetkililere soruyorum: Turunçlu Arıtma Tesisi yerinde mi kalacak? Kullanılmaya devam mı edilecek? Defne ilçesine Arıtma Tesisi kurulmayacak mı? Her yağışta Antakya’da başta Uzun Çarşı’yı sular basmakta, Habib-i Neccar Dağı’ndan inen suları Asi Nehrine ulaşmamaktadır. Bundan neredeyse 2.000 yıl önce Antik Antakya’da Akakir deresi tüneli yapılmış olup, günümüzde niye biz benzer kanal veya tüneller inşa edemiyoruz? Akakir Deresinden gelen tünel Kışla başlangıcından nehre kadar (Zenginler mahallesi, S.Kuvvetler caddesi ve Saray Caddesi boyunca) uzanmaktadır. Belli ki Antakya’nın kanalizasyon alt yapısı, yağmur sularını taşıyacak kapasitede değildir. Önümüzdeki en az 1 asır yetecek şekilde yeniden yapılması elzemdir.”